BESİN ALERJİLERİ
Besin alerjisi dünyada ve ülkemizde giderek artan bir hastalık grubudur. Sıklığı % 5-8 oranındadır. Ülkemizde besin alerjisine en sık yol açan besinler yumurta, inek sütü, fındık, fıstık, ceviz, mercimek, buğday olarak sıralanmaktadır. Yumurta, inek sütü ve buğday alerjileri genellikle erken bebeklik ve çocukluk döneminde belirti vermeye başlarken kuruyemişlere bağlı alerjiler daha geç çocukluk döneminde başlayabilmektedir.
Kimlere besin alerjisi testleri yapılmalı?
Erken bebeklik döneminde ortaya çıkan orta-ağır şiddetteki atopik dermatitde (egzema) besin alerjisinin araştırılması gerekir. Bebek sadece anne sütü alıyor olsa da anne sütünden geçen besin
proteinlerine alerji geliştirmiş olabilir.
Ek gıdaya başlama döneminde yeni verilen gıda ile ilgili cilt (ciltte kabarıklık, kızarıklık, yüzde, gözde şişlik, egzemada artış vb), solunum yolu (öksürük, hırıltı), kusma, bulantı gibi bulguların ortaya çıkması yine besin alerjisinin araştırılmasını gerektirir. Böyle durumlarda sorumlu alerjenin doğru tesbit edilmesi ve alerji seviyesinin değerlendirilmesi için mutlaka alerji testleri yapılmalıdır.
Alerji testlerinin yapılmadığı durumlarda anne genel yönlendirmeler ile kendisinin ve bebeğinin diyetini kısıtlayacak, sonuçta kalitesiz bir anne sütü ve gerekli besinlerden belki de gereksiz yere kısıtlanmış bir çocuk beslenmesi ortaya çıkacaktır. Alerji tesbit edilen hastada, alerji seviyesinin periyodik ölçümleri ile hastanın alerjisinin azaldığı dönem saptanır ve yapılacak provokasyon (besin yükleme) testi ile ilgili besinin güvenle tüketip tüketemeyeceği bilgisi verilir. Bu izlem, hastanın alerji seviyesi düşmesine rağmen diyetine devam ettiği ve ilgili besinden mahrum kaldığı süreyi en aza indirir. İnek sütü alerjisi geçtiği halde testlerinde düşük de olsa pozitiflik devam ediyor diye 4-5 yaşına kadar dondurmanın tadına bakamamış çocuk sayısı hiç de az değildir.
Besin alerjisi tipleri nelerdir?
Besin alerjileri erken tip ve geç tip olmak üzere iki ana grupta incelenir: Erken tip besin alerjilerinde besin alımından sonraki dakika veya saatler içinde ortaya çıkan deride kaşıntı, kızarıklık, egzema, göz, dudak, dil ve damakta şişlikler, burunda kaşıntı, akıntı, tıkanıklık, hapşırık, gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık, kaşıntı, öksürük, nefes darlığı, hırıltı, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, tansiyon düşüklüğü, halsizlik, bayılma gibi belirtiler görülebilir.
Deri belirtilerinin yanında solunum yolu veya sindirim sistemi ile ilgili belirtilerin birlikte olması “anafilaksi” olarak adlandırılan hayatı tehdit eden ağır alerjik reaksiyonu tanımlar. Bu tip durumlarda alerji testleri pozitif saptanır. Besin proteini ilişkili enterokolit, besin proteini ilişkili proktokolit ve eozinofilik mide-barsak hastalıkları(eozinofilik gastrit / duodenit / gastroenterit / kolit) gibi geç tip besin alerjilerinde genellikle besin alımından sonraki birkaç saat veya günler içinde ortaya çıkan inatçı kusma, karın ağrısı, ishal, kanlı dışkılama belirtileri ve bazen büyüme geriliği görülür. Bu tip besin alerjilerinde genellikle deri testleri ve kan tetkiklerinde pozitif sonuç saptanamaz. Şüpheli besinin diyetten çıkarıldıktan sonra belirtilerin kaybolması ve alerji uzmanı tarafından denetimli olarak verildiğinde bulguların tekrarlaması ile tanı konulur. Uygun bir diyet günlüğü ve yakın takip bu hastalar için oldukça önemlidir.